Yazar
Doç. Dr. S. Ali MUSAVİ
Öz
Dinlerin, özellikle de İslam’ın önemli öğretilerinden biri, kurtarıcı ve onun ferecini bekleme meselesidir. Bu mesele, Şia düşüncesinde amellerin en faziletlisi olarak adlandırılır. Bu adlandırmanın sırrı şudur: Bu bekleyişin sadece sözden ibaret olmadığını belirli bir ortamda gerçekleşeceğini bilmeliyiz. Rivayetlere göre inançların ve sâlih amellerin zirvesi şu şekilde açıklanmıştır: İtikadi açıdan fereci bekleyebilecek olan kimseler, idrak açısından daha önceki dönemlerdeki tüm insanlardan üstündürler. Peygamber’i (s) görmemiş olmalarına rağmen, ‘’Azamu’n nas yakinen’’ (Kesin olarak insanların en büyüğü) şeklinde lakap taşırlar. Salih ameller konusunda da hiçbir şeyi esirgemezler. Gerçek bekleyiş, bu ortamda bulunur ve fereci bekleyiş bu şekilde gerçekleşebilir. Dolaysıyla fereci bekleyişi ve amellerin en faziletli olmasının sırrını, tüm inançların ve amellerin özü olarak görmek mümkündür.
Bu makalede ferec bekleme meselesi ve onun felsefesi açıklanmaya çalışılacaktır. Bu çerçevede öncelikle bekleyenlerin özellikleri, ondan sonra da bekleyenler için ayetlerde ve rivayetlerde söz konusu edilen bereketler açıklanacak. Rivayetlerde yer alan bekleyenlerin görevleri ve özellikleri ışığında da ferec beklemenin neden en hayırlı amel olduğu açıklığa kavuşmuş olacaktır.
Anahtar Kelimeler